Bir doz Afrika’nın iyileştiremeyeceği hiçbir kalp ağrısı yoktur. Aileler bu dünyada neden birbirlerine ait olduklarını anlamak için oraya gitmeliler. Gençler tevazuyu öğrenmek, sevgililer tutkunun eski ama denenmemiş kaynaklarını keşfetmek, yeni evliler yaşayacakları ortak hayranlık duygusuyla evliliklerini mühürlemek, hayattan sıkılanlar yenilenmek, yaşlananlar şafak vaktindeki ahengi görmek için… Biliyorum, belki biraz abarttım ama eğer hayatta mucize diye bir şey varsa, o da Afrika’dır.
Ödüllü Micato Safaris şirketinin CEO’su Liz Wheeler’ın benimle paylaştığı John Heminway’in bu sözleri Afrika’ya beslediğim hisleri öyle güzel anlatıyor ki… Kıtaya tutkum önce Kuzey Afrika’yı, çölü keşfederek başladı. Sonra Güney Afrika’da yaptığım ilk safari, yıllar yılı dergi, kitap ve belgesellerden tanıdığım ve çok sevdiğim yaban hayatıyla yüz yüze gelmemi sağladı. Görür görmez aşka düştüğüm bu güzellikler daha sonra beni Kenya’ya, Maasai Mara’ya ve ardından Tanzanya’ya, Serengeti’ye taşıdı. Bitmedi. Afrika’yı keşfetmeye devam ediyorum. Ve keşiflerimi Afrika’ya aşık olmaya hazır insanlarla paylaşmak istiyorum. Evet, bence herkes bu aşka düşmeye hazır. Bunun için sadece bir safari yeterli. Sonra defalarca yola düşmeler başlayacak… Çünkü Afrika doğum yerimiz, özümüz, yüreğimiz… Çünkü Afrika, dünyanın ta kendisi…
Biliyorum, seyahat etmesi çok da kolay bir kıta değil. Ama iyi hazırlanır, doğru bilgilerle yola çıkarsanız güzel anılara dönüşecek maceralarla dolu harika günler geçireceğinizin garantisini verebilirim. İşte bu bloğu bu yüzden açmak istedim. Deneyimli bir gazeteci ve dergi yayıncısı olarak gördüğüm, bildiğim, tecrübe ettiğim her şeyi birinci ağızdan paylaşmak için… İlgiyle okumanız ve hayatınızda en azından bir kez Afrika’da safari yapmanız dileğiyle…
Şebnem Denktaş, Robb Report Türkiye Yayın Yönetmeni