Serengeti sarısı

UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Tanzanya’daki Serengeti Milli Parkı, beni ilk bakışta altın sarısı rengiyle büyüledi. Geçen yaz yaptığım seyahatte güneşin doğuşuyla birlikte bu rengi alan toprakların bu büyülü tonu gün boyu kaybetmediklerine bizzat şahit oldum. Öyle büyük bir düzlük vardı ki karşımda, daha sık ziyaret ettiğim Maasai Mara’yı düşününce sonsuzluğun ortasında gibi hissettim kendimi.  Evet, Serengeti, Mara’dan 10 kat büyük. Belki de bu yüzden Mara kadar yakın ve sıcak gelmiyor. Mara’dan daha soğuk ve mesafeli. Ama o altın sarısı yok mu, insanın aklını başından alıyor ve doğanın muhteşem gösterilerinden birini daha yaşamanızı sağlıyor.

14.763 kilometrekareye yayılan Serengeti, Kenya’daki Maasai Mara düzlüğüyle birlikte Mara Ekosistemi’ni oluşturuyor. Mara Ekosistemi, dünyanın en büyük hayvan göçlerinden biri olan Büyük Göç’e ev sahipliği yapıyor. Bu blogdaki pek çok yazımda belirttiğim gibi,  her yıl bir milyondan fazla gnu ve 250 bin kadar  zebra, Maasai Mara ve Serengeti arasında su ve besin bulmak amacıyla bu göçü gerçekleştiriyor. Bunun yanı sıra, Büyük Beş olarak bilinen aslan, fil, gergedan, leopar ve bufalo Serengeti savanalarında yoğun nüfuslarıyla boy gösteriyor. Ve tabii ki zürafa, çita, antilop, suaygırı ve daha pek çok yırtıcı hayvan Serengeti halkının üyeleri arasında.

Serengeti’de Büyük Göç’ü izlemek için haziran başı-temmuz sonu en iyi mevsim. Ama yıl boyu hayvanları görebilir ve fotoğraflayabilirsiniz. Nisan-haziran arası yağışlı mevsimde ise bu altın sarısı topraklar yeşilin binbir tonuyla bezeniyor. 2015 hedeflerimden biri, Serengeti’yi yeşil bastığında ziyaret etmek… Neden bu yıl değil derseniz, bu yıl önceliğim Zambiya ve Kenya olacak. Şubat ayındaki Zambiya seyahatimle ilgili detayları ve yapacağım nehir safarisiyle ilgili izlenimlerimi mutlaka okuyun…

 

 

 

 

Magazine made for you.

Featured:

No posts were found for provided query parameters.

Elsewhere: